Ankara'nın Yenimahalle ilçesinde gerçekleşen yüksek hızlı tren kazasının ardından Ulaştırma Bakanı Turhan'ın "Sinyalizasyon var mı?" sorusuna verdiği cevap, tartışmalara neden oldu. Uzmanlar, Bakan Turhan'la aynı fikirde olmadıklarını belirterek sinyalizasyon sisteminin gerekliliğini savundu.
İlk olarak Birleşik Taşımacılık Sendikası Başkanı Hasan Bektaş'ın açıkladığı, kaza öncesinde bir sinyalizasyon sisteminin olmadığı yönündeki açıklama, TCDD ve Ulaştırma Bakanlığı tarafından reddedilmedi. Bahse konu olan sisteme ilişkin Okan Üniversitesi Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık Bölümü'nden Prof. Dr. Güngör Evren, adının açıklanmaması koşuluyla görüş bildiren bir profesör ve Birmington Üniversitesi Raylı Sistemler Risk ve Güvenlik Yönetim Bölümü Başkanı Profesör Felix Schmid, önemli açıklamalarda bulundu.
BBC Türkçe'den Fundanur Öztürk ve Burcu Cura'nın haberine göre; Okan Üniversitesinden Prof. Dr. Güngör Evren, "Yüksek hızlı tren hattında sinyalizasyon olmamasının kabul edilebilir ve teknik açıdan savunulabilir bir yanı yok" şeklinde konuştu. "Sinyalizasyon, dünkü gibi bir kazanın yaşanmaması için güvenliği sağlamaya yönelik bir sistemdir. Bir tren yola çıktığı zaman önünde başka bir tren olup olmadığı, diğer trenlerle arasındaki mesafenin ne kadar olduğu ve çarpma/çarpışma olasılığı sinyalizasyon sistemiyle belli olur." diyen Evren, kazanın ardından sinyalizasyon olmadığına ilişkin haberlere inanamadığını söylüyor.
Tren hatları kanton ya da blok denilen küçük parçalara ayrılmıştır ve o parçaların her biri sinyalizasyonla korunur. Sizin önünüzdeki kantonda yeşil yanıyorsa, orada bir tehlike yok demektir. Kırmızı yanıyorsa bir tehlike olduğuna dair uyarı verir. Ya da sarı yanıyorsa, o kantonda değil ama bir sonrakinde bir trenin bulunduğunu gösterir ve hızının buna göre ayarlanması uyarısı verir.
Kazanın ardından 'Sinyalizasyon yok' haberleri düşmeye başladığında, doğrusu bunun muhakkak kanıtlanması gereken bir iddia olduğunu düşünmüştüm, 'O kadar da olamaz herhalde' demiştim. Çünkü sinyalizasyonun gerekliliği, aksinin düşünülmesi mümkün olmayan bir durumdur.
Hiçbir şekilde 'Neden kılavuz tren ve yüksek hızlı tren aynı ray üzerindeydi, bilmiyoruz' diyemezsiniz. Eğer bir yerde sinyalizasyon yoksa, o zaman trenin hızının da çok düşük olması gerekir ki o durumda da yüksek hızlı trenden söz edilemez.
Okan Üniversitesi Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık Bölümü'nden Prof. Dr. Güngör Evren
"Sinyalizasyonun iki temel işlevi var"
Konuya ilişkin bir diğer görüş de, isminin açıklanmamasını talep eden bir profesörden geldi. Sistemin "güvenlik" ve "verimlilik" olmak üzere iki temel işlevi olduğunun altını çizen akademisyen, "Sinyalizasyon ile bir yandan trenlerin seyir güvenliği garanti altına alınırken, diğer yandan demiryolu kapasitesinden mümkün olduğunca fazla sayıda trenin yararlanması sağlanıyor." dedi.
Trenlerin "aynı hat üzerinde hareket etme" zorunluluğu bulunması nedeniyle sinyalizasyonun güvenlik açısından kritik bir role sahip olduğunu söyleyen profesör, Türkiye'deki 12 bin kilometrelik hattın yaklaşık 5 bin kilometresinin sinyalizasyonlu olduğunu aktardı.
Demiryollarında saatte ortalama 80-100 kilometre hızla hızla giden bir treni ancak birkaç yüz metrede durdurmak mümkün olabilir. Demiryollarında makinistin görüş mesafesi 250-300 metredir, treni bu mesafede durdurabilmesi maalesef mümkün değil. Bu yüzden sinyalizasyon sistemleri iki tren arasında birkaç kilometre mesafe bırakır.
Türkiye'de beklenenden fazla tren kazası meydana geldi
Birmington Üniversitesi Raylı Sistemler Risk ve Güvenlik Yönetim Bölümü Başkanı Profesör Felix Schmid, sinyalizasyon sistemine ilişkin açıklayıcı tespitlerde bulundu. Schmid, "Trenlerin önlerine çıkan engel nedeniyle tamamen durabilmeleri için 1,5-2-3 kilometrelik bir güvenli mesafe lazım." dedi.
Konuya ilişkin "Sinyalizasyon sistemi hem hızlı trenler için hem de normal hızdaki trenler için kesinlikle gereklidir." şeklinde görüş bildiren Profesör Schmid, Türkiye'de son birkaç yıldır beklenenden fazla tren kazasının gerçekleştiğini söyledi.
Profesör Schmid,Ankara'daki son kazanın nedeninin güvenlik sisteminin kılavuz treni tanıyamaması olabileceğini savundu.
Tahminim, Türkiye'de teknik sistemin kılavuz treni tanımlayabilecek şekilde tasarlanmadığı yönünde. Bu nedenle kılavuz tren, hızlı tren yaklaştığında hala raylarda bulunuyordu
Kaynak : www.milligazete.com.tr